You Have So Much In You, Sanatorium, Istanbul, 2022

Compound installation of objects like steel, paper, plastic, felt, wood, cement, beeswax, styrofoam, etc., placed on a pencil drawn grid of nails, alongside a slide machine, smartphone, projector, and a base structure made of parts of a wooden chair which itself has been a subject of change overt time / 270cm x 270cm x 100cm (approx.)

Courtesy of SANATORIUM (Photography: Zeynep Fırat)


When Dennis Congdon said to me during a crit a while back “you have so much in you” it made quite an impression on me. I still think about these words when I construct structures to play host to my maximalist ways. Using Dennis’s words as a title for my new work was in fact an attempt at giving myself permission to do as I please within the framework that I designed. I also hope that it can serve as a friendly reminder for all of us that we have so much in us to rely on no matter how dire circumstances may seem.


There is always a back-and-forth in my work between the vertical and the horizontal. That which belongs on the ground is suspended on the wall, and vice versa. For someone who studied painting my relationship to the wall is an indirect one. My journey often begins vertically and then reaches for the wall.

Like a child who builds cities on the floor, one can also look down and see a world of opportunities. Growing up I, too, experienced objects through this vantage point: where things were seen from above. Building blocks, then Legos, sprawled on carpets and rugs until they were picked up and rearranged as some other fantasy world. I would imagine that I was way up high and that everything down below was larger than it was. This notion of scale was fun. And so, I spent most of my childhood looking down at stuff. It is from this viewpoint that I came to understand the relationship between objects.

To me the sight of a collection of items suspended on a wall is not unlike a view from above. A field of equidistant nails on the wall, i.e., the structure that permeates the architecture of the space functions as a register and an archive. It allows for the transfer of content accumulated over time from a horizontal plane (e.g., a table top or a shelf) to a vertical one. Through this migration the objects are reconfigured to suggest a new order of things.


This is a slide-show of eighty snapshots I took looking down during my daily walks in the city. These images of the ground are projected on the wall by a slide projector, and become part of “You Have So Much In You” which was on view at Sanatorium as part of “Metamorphosis from Casual Relations to Indexical Signs”.

Yağız Özgen’in “Nedensel İlişkilerden Belirtisel Göstergelere Başkalaşımlar” adlı sergideki çalışmam üzerine kaleme aldığı metni de, izniyle, burada paylaşıyorum.

“Irmak Canevi’nin çalışması, sanatçının bireysel yaşamını konu alır. Sanatçı, yaşadığı farklı olaylardan geriye kalan nesneleri sergi mekanında, bir duvarı çivileyerek oluşturduğu kartezyen koordinat sistemine yerleştirerek bir araya getiriyor. Koordinat sistemi üzerine dağıtılmış çeşitli nesne ya da nesne parçalarını kullanarak sanatçı, yaşantısının safhalarını resmediyor.

“OIaylar, nesnelerdeki değişimlerdir.” önermesinden yola çıkarak, nesnelerin dünyanın yapı taşları, olaylarınsa bu nesneler üzerinde gerçekleşen değişimler oluğu söylenebilir. Bir başka bakış açısına göreyse insanı çevreleyen dış dünyanın yapı taşları, çevresindeki değişime rağmen kalıcılıklarını koruyan nesneler değil, ansal olaylardır. Dolayısıyla bu fikre göre olaylar, nesnelerin temelini oluşturur. Ayrıca olaylar birbirinden, ne kadar uzak olursa olsun, az ya da çok, dolaylı ya da dolaysız bir biçimde birbirliyle ilişkilidir. Benzer şeyler insan yaşantısı için de söylenebilir. Bir yaşam, nedensel ilişkiler ile birbirlerine bağlanmış bireysel yaşantılar veya başka bir deyişle olaylar serisidir. Olaylar bazı olaylara eklemlenerek çok daha kapsamlı sınıflar oluşturabilirler. Örneğin bireylerin, tek tek yaşantılarının bir araya gelmesiyle ortaya çıkan (emerge) toplumsal yaşantılarda olduğu gibi. Diğer taraftan olaylar bölümlenerek daha az olayı kapsayan başka sınıflar da oluşturabilirler. Mesela insanı oluşturan bireysel yaşantılar, başka bir ölçekte, organ, doku, hücre veya bakteri yaşantılarını içerir. Carlo Rovelli ve Bertrand Russel gibi düşünürlerin fikirleri ışığında, gerçeğin ya da onun herhangi bir parçasının yapı taşları nesneler değil, olaylardır.

Ayrıca olayları bireysel yaşantılar ve fiziksel olaylar olarak ikiye ayırabiliriz. Felsefi açıdan, fiziksel olayların varlığı şüpheye tabiyken, bireysel bir yaşantı, yaşayan kişinin perspektifinden, yani yalnızca o özne için şüphe duyulamaz bir kesinlik arz eder. Gözümüzü kırptığımız sırada bir renk alanı gördüğümüzden istesek de kuşkulanamayız. Ancak görmüş olduğumuz bu renk alanının masa mı iskemle mi olduğuna emin olamayabiliriz. İster yaşantımızın rüya gördüğümüzü bir aşamasında olsun, isterse de yaşantımızın uyanık ve bilinçli olduğumuz bir aşamasında olsun, gördüğümüz renk alanını görmüş, dokunduğumuz bir şeyin dokusuna temas etmiş, işittiğimiz bir sesi de duymuşuzdur.

Canevi, bu sergideki çalışmasında, kendisi için böylesi kesinlik arz eden, yani yaşamının parçası olan bireysel yaşantılardan yola çıkıyor. Yürüyüş yaparken karşılaştığı bir duvar parçası, üniversitede sanat okurken çalışmasında kullandığı iskemle, atölyesinde gezinirken giydiği terlikler, yurt dışı seyahati sırasında bir yapı marketinde bulmuş olduğu düz başlı çiviler, mahallesindeki marangoza yaptırdığı dairesel ahşap plaka, yazı yazmaktan tünemiş bir kurşun kalem ve birkaç yıl öncesine kadar kullanmakta olduğu akıllı telefon... Aslında bunların her biri, sanatçının yaşamı içinde birbirine nedensel olarak bağlanmış bireysel yaşantılardır. Öte yandan, sergide yer alan nesneler duvardaki koordinat sistemi üzerinde bir araya getirildiklerinde, sanatçının yaşantısının belirtisel göstergelerine dönüşerek başkalaşım geçirmişlerdir. Bunlar artık, sanatçının yaşantısı olduğunu söyleyebileceğimiz, kendi içinde süreklilik arz eden bir devinimin farklı safhalarının birer belirtisel göstergeleridir.”

using allyou.net